Ar-Ge’nin özellikle Araştırma kısmının çok kolay olmadığı açık. Bu nedenle araştırması yapılmış bilgilerle Geliştirme yapmak çoğu şirketin öncelikli tercihi. Eğer öncü, lider bir konum hedefleniyorsa, Ar-Ge’ye yapılacak yatırım maliyeti biraz daha yüksek olur. “İlk olmak” amacıyla yapılan Ar-Ge’nin riski oldukça yüksektir. Uzun zaman ve para harcanarak yapılan bir araştırma, somut hiçbir getirisi olmadan sonuçlanabilir. Bu durum bazen geliştirme aşamasında da karşımıza çıkar. Ancak Ar-Ge’ye yapılacak yatırım her zaman risk barındırsa da başarılı sonuçlarda kazancı çok yüksektir. Aslında Ar-Ge’nin geleceğe yatırım olduğunu söyleyebiliriz.

Yarın kazanmak için bugün harcamak..!”

Şirketlerde izlenecek olan Ar-Ge politikası, şirketin stratejisi doğrultusunda olmalıdır. Politikanın strateji doğrultusunda gerçekleştirilebilmesi ise Ar-Ge Yönetiminin başarısına endekslidir.

Şirketlerde Ar-Ge’nin yapısı nasıl olmalı? Aslında şirketin bir parçası olarak Ar-Ge’yi de üstü kapalı şekilde Üst Yönetim yönetir. Üst Yönetimin Ar-Ge’ye bakışı, katkısı, beklentisi Ar-Ge yapılanmasının ve yönetiminin temelini oluşturur. Öncelikle ilerici, dinamizme inanan, gelişmeye açık, hepsinden öte “yarın kazanmak için bugün harcayabilecek” bir Üst Yönetim olmazsa olmazlardan.. Organizasyonun nasıl kurgulandığı çok önemli; inşaat taahütü yapan bir şirketteki kadar dikey yönetim yapılanması çoğu zaman işlerin Ar-Ge anlamında istenen hızda gitmesine engel olur ve prosedürler, onay mekanizmaları, verimli sonuç almaya engel olur. Ancak tam yatay bir yönetim organizasyonu da bazı açılardan sistemin işleyişini bozar. Üst Yönetimin her saniye araştırmacı veya geliştirmeci kadroyla iletişim halinde olması, bazen bu iletişimin amacını aşıp sürece direkt müdahaleye dönüşebilir. Üst Yünetim hangi araştırmacının ne ile uğraşıyor olduğunu, elindeki işin ne durumda olduğunu hiçbir yönetim tarzında bilmek zorunda değildir. Bunu bilmenin ötesinde Üst Yönetim iş bölümünü veya iş planını etkiliyorsa artık Ar-Ge personelinden beklenecek pek bir şey kalmamıştır. Çünkü yaptığı iş direkt Üst Yönetimce sorgulanan personel, işi doğru yapma hedefinden uzaklaşıp işi hemen yapma, işin ticari boyutunu değerlendirme, ticari karlılık için teknik gereksinimlerden vazgeçme gibi yollara yönelir.

Ar-Ge ile Ür-Ge’nin farklarından ve de günümüzde çoğu ticari şirketin Ar-Ge adı altında Ür-Ge yaptığından “Ar-Ge ve Şirketler başlıklı yazımda bahsetmiştik. Bu nedenle şirketleri daha çok ilgilendiren Ürün Geliştirme kavramını kullanmam daha doğru olacak.

Organizasyonda Ür-Ge’nin şirket içinde nerede konumlandırıldığı çok önemli. Mümkün mertebe bağımsız bir yerde bulunması işleyişi rahatlatacağı gibi Yönetime erişmesi çok zor olmayan bir akışın içinde olması süreçlerin hızlanmasına yardımcı olacaktır. Burada organizasyondaki diğer gruplarla bağlantı ve konum, şirketin stratejisi ve politikasına göre şekillenmelidir. Satış veya Pazarlama ağırlıklı bir yönetimin altında veya direkt etki alanında bulunan bir Ür-Ge departmanı, müşteri istekleri doğrultusunda gereksiz işlevlerin araştırılması ve geliştirilmesi, kar marjını yükseltmek için detaylı teknik çalışmalardan veya kalite gereklerinden uzaklaşılması gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşabilir. Organizasyondaki tam tersi bir baskınlık ise Satış bölümlerine müşterinin taleplerini değil de Ür-Ge departmanının geliştirdiğini satma, daha doğrusu satmaya zorlama sorununu oluşturur. Şirket politikası öncü, lider, ama kaliteden ödün vermeyen ve öncelikli şart olarak koşan bir misyona sahipse, organizasyonda Ür-Ge’nin Kalite departmanı üzerinde hiçbir baskın etkisinin bulunmaması, hatta tersi bir baskın hiyerarşi ile Kalite gereklerinin yönlendirdiği veya şekillendirdiği bir Ür-Ge yapılanması oluşur.

Ar-Ge veya Ür-Ge organizasyonu şirketin şemasında nerede olursa olsun, işleyişteki konumunu belirleyen asıl etken doğru yönetimdir. Doğru Ar-Ge yönetimi ve politika doğrultusunda yürütülen şirket yönetimi…