bilgi guvenligi

Bilgisayarınızdaki Gizli Bilgilerin Çevreye Yayıldığını Biliyor muydunuz?

Elektrikli ve elektronik cihazların çalışmaları esnasında istemli veya istemdışı olarak çevrelerine elektromanyetik enerji yaydıklarını biliyoruz. Telsiz vericiler, mobil telefonlar, radarlar, algılayıcılar, kablosuz veri iletim sistemleri gibi yapılar istemli olarak bu enerjiyi yayarlar. Ama bir bilgisayarın, fotokopi makinesinin veya projeksiyon cihazının çevresine elektromanyetik enerji yayması istenmeyen bir durumdur. Önceki yazımda da anlattığım gibi TEMPEST, gizlilik dereceli bilgi işleyen elektrikli ve elektronik teçhizattan kaynaklanan istemdışı elektromanyetik enerji yayılımlarını ve bu yayılımların araştırılmasını, incelenmesini, kontrol altına alınmasını ifade eden bir terim, daha doğrusu A.B.D. tarafından verilmiş bir kod addır.

Her ne kadar ütopik gibi görünse de aslında TEMPEST oldukça eski bir istihbarat yöntemi. Elektrikli cihazın çevresine yaydığı enerjiyi bir anten ve alıcı vasıtasıyla topladıktan sonra kuvvetlendirip yeniden işleme, bazen de görüntü işleme yöntemleriyle iyileştirme neticesinde kaçak bilgi elde edilebilir. Bu yöntem Türkiye’ye benim de içinde olduğum bir ekip tarafından 1990’lı yıllarda getirildi ve “TEMPEST Problemini” tamamen milli imkanlarla oluşturabilen, çözebilen, test edebilen bir laboratuvar ve teknik altyapı kuruldu, personel yetiştirildi. Problemin en dikkat çekici noktası, bilgi işleyen “herhangi bir cihazdan” yayılan kaçakların elde edilebilir olması… Yani bilgisayar ekranında gösterilen bilgi, CD sürücüsünde okunan bilgi, fotokopi makinesinde çoğaltılan bilgi, faks ile iletilen, tarayıcıda taranan, yazıcıda basılan… Aklınıza gelebilecek bütün bilgi işleyen teçhizat potansiyel bir TEMPEST kaçağı kaynağıdır.

Aldığınız güvenlik önlemleri ile bilgisayarınızdaki bilgilerin gizli kalabildiğine emin misiniz??

En basit TEMPEST senaryosu, siz masanızda oturmuş bilgisayarınızda GİZLİ gizlilik derecesinde bir yazı yazıyorken istismarcının bir anten, alıcı ve işleyici sistem ile bilgisayarınızın ekranından kaçan işaretleri toplaması ve yeniden oluşturarak sizin ekranınızı çalması… Tıpkı çatı anteniyle kilometrelerce uzaktan gönderilen havadaki yayın bilgilerini toplayıp, işleyip, evimizin salonundaki televizyonumuzda yayınları izlememiz gibi… Bu işlem bitişik binanızdan, üst katınızdan veya ofisinizin önüne park edilen siyah camlı bir panelvanın içinden, size hiç hissettirmeden yapılabilir, tıpkı havadan yapılan televizyon yayınlarını kimlerin izlediğinin bilinmemesi gibi. Bu kaçak şekline uzaysal ışımayla yayılım denir. Havadaki işaretlerin anten vasıtasıyla toplanmasından öte bir yöntem de, bilgi işleyen cihazın bağlı olduğu herhangi bir şebekeye girerek bilgiye ulaşmak… Aynı örnek üzerinden gidecek olursak GİZLİ yazı hazırladığınız bilgisayarınızı bağlamış olduğunuz internet hattından veya gücünü beslediğiniz şebeke hattından da bu bilgiler bir izleme probu yardımıyla alınabilir, hem de yüzlerce metre mesafeden..! Bu yöntem ise iletkenlikle yayılım olarak bilinir. Sisteminizdeki ne antivirüslerin güncelliği, ne de güvenlik duvarınızın (firewall) gücü TEMPEST’e karşı bir şey ifade eder, çünkü bilgi sizin ekranınızda açık ise aynı bilgi havada ve şebeke hattınızda, dolayısıyla istismarcının anteninde veya probundadır…

Peki TEMPEST kaçaklarına karşı nasıl tedbir alabiliriz??

Aslında risk büyük olsa da bazı tedbirler oldukça kolay. Öncelikle iletkenlik yoluyla oluşan kaçakların tek ve en güvenli tedbirinin işaret hattına veya güç hattına konulacak TEMPEST filtreleri (süzgeç devreleri) olduğunu söylemeliyim. Filtreler, cihazın çalışmasını etkilemeden oluşan kaçakların süzülüp dışarıya çıkmasını engelleyen cihazlar. Uzaysal ışıma yoluyla oluşan kaçaklar ise özel tedbirler alınmış teçhizat kullanımıyla engellenebilir. TÜBİTAK – UEKAE’de çalıştığım yıllarda milli TEMPEST Filtreler, milli TEMPEST Korunaklı IT Cihazları geliştirme projelerini yönetmiştim. Geliştirdiğmiz milli cihazların binlercesi bugün birçok kritik kamu kurumunda ve askeri bölgelerde kullanılmakta. Maliyetin yüksek olduğu bu özel cihazları kullanma şansınız yoksa elektromanyetik sızdırmazlık özelliği olan ortamlarda çalışmalı veya kaçak işaretlerinin mesafe ile ters orantılı olarak azalması prensibinden faydalanarak risk oluşturabilecek yerlerde kendi kontrolünüzdeki bölgenin mümkün mertebe büyük olmasına dikkat etmelisiniz.

 

Bu makale, “Herkese Bilim Teknoloji” dergisinin 10 Mart 2017 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

aysam akses

Bilgi Güvenliği ve Tehditler

Kişisel verilerimizin güvenliği için almış olduğumuz sayısız tedbir belki gündelik hayatımızı biraz zorlaştırıyor olabilir. Ancak alınan her tedbirin karşısında yeni bir bilgi çalma, istihbarat yönteminin geliştirildiğini de unutmamak lazım.

Biz, en basit haliyle kişisel verilerimiz için bu denli zaman ve emek harcıyorken, kurumlar, topluluklar ve daha ötesi ülkelerin bilgi güvenliğini sağlamak için verdikleri ne düzeyde olabilir?

Bilgiyi korumak ve bunun karşısında bilgiyi ele geçirmek için yürütülen istihbarat faaliyetleri, öncelikle askeri ve politik konuları akıllara getiriyor. Bir genelleme olması amacıyla NATO’nun güvenlik yapılanmasına bakacak olursak Bilgi Güvenliği, Temel Güvenlik başlığının altında, Fiziksel Güvenlik, Personel Güvenliği, Prosedür Güvenliği ve Doküman Güvenliği ile birlikte en üst seviyede yer alıyor. Bir alt kırılımda ise Bilgi Güvenliği (InfoSec); Bilgisayar Güvenliği (CompuSec) ve Haberleşme Güvenliği (ComSec) bileşenleri ile değerlendiriliyor. Sonrası, detayına girdikçe dallanıp budaklanan, farklı tehditler için oluşturulmuş farklı güvenlik alt birimleri…

Peki nedir bunca farklı önlemi gerekli kılan tehditler?

Tehditleri uzun uzun anlatmak mümkün değil, net bir şekilde söyleyebilirim ki biz bu konuları tartışıyorken yeni istihbarat yöntemleri türüyor bir yerlerde…Ama genel olarak tehdidin bizim istemdışı yaydığımız bilgilerin pasif olarak ele geçirilmesi ve bizim gizlediğimiz bilgilere yetkisiz şekilde aktif olarak nüfuz edilmesi gibi iki ayrı yöntemle karşımıza çıktığını özetleyebiliriz.

Bugün kurum ve kuruluşlar, özel işletmeler öncelikle bilgisayar ortamındaki verilere nüfuzu engellemeye çalışıyorken, antivirüslerle, güvenlik duvarlarıyla (firewall) aktif saldırılara karşı güvende olduklarını düşünüyorken aslında bilgi istem dışı olarak farklı şekillerde ortama yayılıyor. Pasif dinlemede olan yetkisiz kişilere ise sadece, teknik imkanları ile ortamdaki bilgiyi toplamak kalıyor. Eski bir teknoloji olan “uzaktan gönderilen lazer işareti ile camlarda oluşan titreşimi anlamlı ses ve yazıya dönüştüren sistemler (optik istihbarat) ile ortamda konuşulanları dinlemek” bugün bile bazılarına ütopik gelebiliyor. Aynı şekilde TEMPEST teknolojisi (elektromanyetik ışımalardan bilginin elde edilmesi) ile bilgisayar ekranları, sabit disk, yazıcı, tarayıcı gibi bilgi teknolojisi cihazlarındaki bilgileri on metrelerce uzaktan elde etme, ilk olarak 1960’larda kullanılmış olan bir yöntem olmasına rağmen hala ilgi çekici.

Kablosuz veri işaretleri ile “duygu” analizi: EQ-Radio…..

MIT Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarında (CSAIL) bir grup bilim insanının duyguları kablosuz veri işaretleri göndererek analiz etme üzerine çalışma yürüttükleri ve %87 oranında başarılı oldukları haberini okumuşsunuzdur. Gönderilen kablosuz işaretler ile kişilerin heyecanlı, üzgün veya sinirli ruh hallerini tespit edebiliyorlar. EQ-Radio olarak adlandırılan bu teknolojinin kişilerle ilgili şimdilik yüzeysel ama zamanla daha detaylı bilgiye ulaşmada aktif olarak kullanılacağı şüphe götürmez. Girdiğimiz her ortamda kablosuz modemlerin yaygın şekilde bulunduğu gerçeği, modemlerden gönderilen işaretler ile ne gibi bilgilerin toplanabildiği konusunda aklımızı zorlayacaktır. Biz güvenlik duvarı ile bilgisayarımızdaki verileri güvende tuttuğumuzu sanaduralım, aklımızdaki bilgilerin ele geçirilmediğinin garantisi olmayan bir çağda yaşıyoruz.

Bu makale, “Herkese Bilim Teknoloji” dergisinin 18 Kasım 2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Bilgi Güvenliği ve Tehditler

Bilgi Güvenliği ile Yaşamak

Bilgi teknolojisi çağında yaşıyor olmamız, bilgiye ulaşmak için sınırsız kolaylıklar sağlıyor. Daha dün ulaşmak istediğimiz bilgi için önce doğru kütüphaneyi bulmak, sonrasında binlerce kitap içinde doğru kaynağı ayırmak zorundayken, bugün bilgi, yaygın bir benzetme ile, bir tuş kadar uzağımızda.

Bilgiye ulaşmanın bu denli kolay olduğu bir ortamda çok doğaldır ki gizli kalması gereken bilgiyi korumak bir o kadar zor.

Bilgi güvenliği (information security), genel anlamda korunmak istenen bilgiye ulaşılmasına, zarar verilmesine, bu bilginin yetkisiz kişilerce kullanımına, değiştirilmesine ve de kaydedilmesine karşı yapılan çalışmaların bütünüdür.

Her ne kadar bugün bilgi güvenliği kavramı neredeyse siber güvenlik ile eşanlamlı kullanılıyor olsa da bilginin korunması için yapılan çalışmalar çok eskiye dayanıyor. M.Ö. 1.yy.’da yaşamış olan Roma İmparatorluğunun büyük lideri Julius Caesar’ın ilettiği özel mesajları, bugün Caesar Şifrelemesi adını verdiğimiz teknikle güvende tutmaya çalıştığını biliyoruz. Günümüze daha yakın geçmişin akılda kalan örneği ise İkinci Dünya Savaşı sırasındaki istihbarat mücadelesi ve istihbarata karşı koyma yöntemleridir. Almanya’nın efsanevi kripto cihazı Enigma, belki bugün kriptoloji denildiği zaman bu bilimle ilgilenmeyen insanların bile aklında yer etmiştir.

Bilgi güvenliği sadece devletlerin gizli bilgilerini ve muhabere emniyetini sağlamak için mi önemli?

Şüphesiz hayır.

Bilgi güvenliği konusu ticari gizlilik hatta kişisel gizliliğin vazgeçilmezi durumunda. Ticari şirketlerin rakiplerinden önce atacakları adımlar, izledikleri politikalar ve stratejiler, yaptıkları Ar-Ge çalışmaları, finansal aksiyonlar ve daha birçok konu, bilgi güvenliğinin sağlanması üzerine dayanan çok hassas bir dengeye sahip. Bizler ise cep telefonumuza dahi pin kodu tuşlayarak giriyoruz, kişisel gizlilik her şeyin önünde yer alıyor.

Bu konudaki en ilginç istatistik siber güvenlikle ilgili adli vakalar incelendiğinde ortaya çıkıyor. Bilgi güvenliğinin yeni trend ihlalleri, dijital oyun hesaplarının çalınması… Evet, her gün bir internet dolandırıcılığı haberi, banka hesabı boşaltma vakası duyuyor olsak da dijital oyun hesabı hırsızlığı şaşırtıcı şekilde benzer boyutta bir illegal gelir kapısı olmuş durumda.

Haberleşme güvenliği, bilgisayar güvenliği, kripto güvenliği, RF güvenlik, optik güvenlik derken bilgi güvenliği konusunun hayatımızın çok daha basit aşamalarında karşımıza çıkması, teknoloji ile gelişen bir hırsız-polis mücadelesi izletiyor bizlere… Ve bu mücadelenin bir parçası olarak bugün sanal dünyada attığımız her adımda kullanmak ve aklımızda tutmak zorunda olduğumuz onlarca şifre ile yaşıyoruz. Bu durumdan ne kadar memnunuz, tartışılır…

Bu makale, Herkese Bilim Teknoloji dergisinin 16.Eylül.2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır. 

 

bilgi_guvenligi_ile_yasamak